31 Mayıs 2011 Salı

Kafaya Kazınanlar: "Dışkılama Arayışı"

bok kokan yer
varlık kokar.
insan sıçmayabilirde pekala,
anüsündeki oyuğu açmayabilirdi,
ama sıçmayı seçti
yaşarken ölmeye razı gelmektense
yaşamayı seçeceği gibi.
şöyle ki kaka yapmamak için
varolmamayı
kabullenmesi gerekirdi,
ama varlığı yitirmeyi göze alamadı,
yani yaşarken ölmeyi.
insanın özellikle iştahını kabartan bir şey
var
varlıkta
ve bu şeyde tastamam
KAKA
(uğultular.)
Varolmak için kendini olmaya bırakmak yeterlidir,
ama yaşamak için,
biri olmak,
biri olmak içinde
bir KEMİK edinmek lazım gelir,
kemiği göstermekten korkmamak,
ve arada kaybetmek eti.
hep daha çok sevdi eti insan
kemiklerin toprağından.
kemik toprağı ve kemik odunu vardı bir tek,
ve kazanması gerekti etini,
demir ve ateş vardı bir tek
ve yoktu bok
ve insan korktu kaybetmekten bokunu
boku arzuladı daha doğrusu
ve bu uğurda feda etti kanını.
bok, yani et
sahibi olmak için, ve öncesinde bir tek kan
ve kupkuru kemik hurdası varken
ve kazanılacak bir varlık yokken
bir tek yaşamı yitirmek varken
o reche modo
to edire
di za
tau dari
do padera coco
bu noktada geri çekildi insan ve kaçtı.
hayvanlarda yedi onu.
bir tecavüz değildi,
bu müstehcen ziyafete razı geldi.
tad aldı bundan
kendisi de öğrendi
hayvanlık etmeyi
ve sıçanı
incelikle yemeyi.
şu pislik tiksintisi nerden geliyor peki?
dünyanın henüz kurulmamış olmasından mı, yoksa dünya hakkında yanlızca ufacık bir fikri
var da insanın,
bunu sonsuza dek korumak istemesinden mi?
güzel bir günde
insanın
dünya fikrini durdurmuş olmasından.
iki yol vardıönünde:
sınırsız dışarının ki,
boyutsuz içerinin ki.
ve boyutsuz içeriyi seçti.
orayı yapacak tek işin,
şıçanı,
dili,
anüsü
yada çükü
sıkmak olacağı yeri
ve tanrı, tanrının kendisi de hızlandırdı bu tantanayı.
bir varlık mıdır tanrı?
eğer öyleyse, boktur.
öyle değilse eğer,
değildir.
değil de,
tüm yüzleriyle boşluk sanki,
en kusursuz temsili de
sayısız
bir grup ambitinin yürüyüşü.
“Çıldırmışsınız siz Mösyö Artaud, peki ya kilisedeki ayinleri?”
vaftizi ve ayini tanımıyorum.
iç erotik planda
sözde isa’nın
sunaklarının üzerine
inişi kadar tehlikeli
bir insan edimi yoktur.
inanmayacaklar bana
insanların nasıl omuz silktiğini görür gibiyim
burdan
ama isa denen herif
ambiti tanrısının karşısında
bedensiz yaşamaya razı olmuş
biri hepsi bu,
ki o sırada, tanrı uzun zamandır
çivilediğini zannetse de onaları
haçtan inen bir ordu insan
başkaldırdı
demirle,
kanla,
ateş ve kurumuş kemikle zırhlanmış
ilerliyorlar şimdi,
görünmeyene küfürler
yağdırarak
TANRI YARGISINA son vermek için..!

“Antonin Artaud – Tanrı Yargısının İşini Becermek İçin” adlı kitabından
Sel yayıncılık – Çeviri:Esra ÖZDOĞAN

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder