30 Mart 2012 Cuma

video: oi va voi- everytime



Bu şarkı için ne diyebilirim ki, harika tek kelimeyle. Bridgette Amofah ve Stephen Levi, sesleri muhteşem.Aşk'ı anımsatan, içinde aşk olan bir şarkı.

27 Mart 2012 Salı

27 mart dünya tiyatro günü

   

Bu güzel günde, 2009 yılında hayatını kaybeden tiyatro insanı Augusto Boal'in Dünya Tiyatro Günü Bildirisini paylaşmak istiyorum. Şimdi siz de sokağa çıkın ve devam etmekte olan bu etkinliğe katılın.... 

Jana Sanskriti topluluğu


"Bütün insan toplulukları özel vesilelerle etkinlikte bulunurlar ve günlük hayatları içinde seyirliktirler. Sosyal örgütlenme bakımından da böyledirler ve şimdi burada izlemeye geldiğinize benzer etkinlikler üretirler.

Farkında olmasak bile insan ilişkileri teatraldir; mekân kullanımı, vücut dili, sözcüklerin seçimi, ses tonları, duygu ve düşüncelerin çatışması sahnede kullandığımız her şey yaşantımızda da vardır: insanın özü tiyatrodur.

Düğünler, cenazeler birer etkinliktir fakat aynı zamanda son derece aşina olduğumuz için farkında olmadığımız günlük ritüellerdir. Resmi bir devlet töreni, fakat aynı zamanda bir sabah kahvesi, günaydınlaşmak, ürkek aşklar, tutkuların büyük fırtınaları, bir senato toplantısı, diplomatik bir görüşme, hepsi tiyatrodur.
Sanatımızın temel amaçlarından biri, seyircilerin oyuncu da olduğu dünya sahnesinde insanları günlük hayatın etkinliklerine karşı duyarlı kılmaktır. Hepimiz oyuncuyuz; tiyatro yaparak, bakmaya alışkın olmadığımız için göremediğimiz, aslında aşikâr olan şeyleri görmeyi öğreniriz. Kanıksanmış olan şey görünmez olur; tiyatro yaparak günlük hayatın sahnesini aydınlatırız.
Geçtiğimiz Eylül teatral bir oyunla şaşkına döndük: Uzak ve yabancı diyarlarda ortaya çıkan savaşlara, soykırımlara, katliamlara ve elbette işkencelere rağmen güvenli bir dünyada yaşadığını düşünen ve saygıdeğer bir bankaya ya da güvenilir bir borsa simsarına yatırdığı parasıyla güvenlik içinde yaşayan bizler bu paranın aslında var olmadığını ve bunun kendileri hiç de sanal olmayan, üstelik ne güvenilir ne de saygıdeğer olan bazı ekonomistlerin kötü bir icadı olduğunu öğrendik. Tüm bunlar kimilerinin çok kazandığı, bazılarınınsa her şeyini yitirdiği karanlık bir öyküden, kötü bir tiyatro oyunundan başka bir şey değilmiş. Ve onların kararlarının kurbanı olan biz seyirciler balkonun en arka sırasında oturuyormuşuz.
Yirmi yıl önce Rio de Janeiro’da Racine’nin Phedra’sını sahneliyordum. Sahne ekipmanı zayıftı; yerlerde inek derileri, etrafta bambular. Her gösterimden önce oyuncularıma şunu söylemeyi adet edinmiştim: Gün be gün uğraşarak yarattığımız kurmaca bitti. Bambulara ulaştığınızda hiç birinizin yalan söyleme hakkı olmayacak. Tiyatro gizli hakikattir.
Etrafımıza baktığımızda tüm toplumların, etnik grupların, sınıfların ve kastların içinde ezen ve ezilenleri görürüz, adaletsiz ve merhametsiz bir dünya görürüz. Başka bir dünya yaratmak zorundayız çünkü bunun mümkün olduğunu biliyoruz. Fakat hem sahnede hem de hayatımızda oynayarak bu dünyayı kurmak bizim elimizde.
Az sonra başlayacak etkinliğe katılın, eve döndüğünüzde arkadaşlarınızla kendi oyunlarınızı oynayın ve daha önce göremediğiniz apaçık olana şeye bakın: Tiyatro sadece bir etkinlik değildir, bir yaşam biçimidir.
Hepimiz oyuncuyuz: vatandaş olmak bir toplumun içinde yaşamak değil onu değiştirmektir." 
                                                                    
Augusto Boal

26 Mart 2012 Pazartesi

15 Mart 2012 Perşembe

anlık.

http://www.panoramio.com/photo/4693916
Anlık tanıklıkların hastasıyım...
Bugün öğle saatlerinde şehrin herhangi bir caddesindeyim.
Hava soğuk, tatsız, sevimsiz. Yağmur suratıma suratıma vuruyor, en çirkin haliyle.
Metrodan indim, yolun karşısına geçmem gerekiyor. Her zaman olduğu gibi yaya için kırmızı ışık yanıyor ben ışıklara yanaşınca.
"Offf, lanet olsun, yine yetişemedim". Nereye acele ediyorsam?
Tam da kendi kendime söylenirken, yaşlı bir karı-koca karşı tarafta yolun sağına soluna bakıyor, araç yoğunluğunun olmadığı bir anda hızlıca karşıya geçmeye karar veriyorlar. Fakat, bu karar ve eylem anında, bu saniyelik süre içinde kadınla göz göze geliyorum. Arabalar hızlanıyor onlara doğru. Ben durumla eğlenirken içten içe (kötüyüm evet!), kadın mahçup oluyor, "hali vakti yerinde eğitimli bir kadın olarak bunu ben nasıl yaparım" diye geçiriyor aklından herhalde.
Bozuntuya vermeden, "Evet, aslında şu anda ne kadar yanlış yapıyoruz" diyor kocasına, gözlerime suçlu suçlu bakarak.


12 Mart 2012 Pazartesi

küçük sevimli yaratıklar.


Günlük koşturmanın içinde görmediğimiz, fark etmediğimiz, görmekten kaçındığımız, üzerine basıp geçtiğimiz minik canlılar vardır...

Zıplar, koşar, gülümser, türlü türlü şirinlikler yaparlar, fakat biz yine de fark etmeyiz...

Sağda solda, orada burada, bir ağacın dibinde, yol kenarında, lağım deliğinde, yere düşen sararmış yaprağın, yosun tutmuş taşın altında yaşar bu küçük sevimli yaratıklar... 

//"Minilogue-Animals", Kristofer Ström'um  karakter tasarımıyla yaptığı eğlenceli, renkli, sevimli bir video paylaşımı//.

"hiçbir şey hakkında".

Şu soğuk sevimsiz pazartesi gününde, "haftanın blogu" olmanın verdiği mutluluğu yaşıyorum :)
Teşekkürler Mia-Posta...
"Haftanın Blogu"
Hiçbir şey hakkında
12-03-2012
junk_mail.jpg
Oku oku "adam" ol dediler, büyüdüm, okudum ama ben "adam" olmayacağım diyor Nelin Dükkancı. Genel algının dışına çıkan tiyatro oyunlarını tanıtıyor bazen. Bazen de kafasına estiği gibi takılıyor. Şiir, gezip gördükleri ya da düşündüklerini yazıyor. "Zaman geçmiş. Junk Mail artık neredeyse iki yaşında. İnsanlar soruyor ne üzerine yazıyorsun diye. Net bir cevabım yok açıkçası. Sadece dilediğimce, özgürce, içimden gelen "hissiyatları" paylaşmaya çalışıyorum. Arada beni etkileyen müzik, film veya görmüş olduğum bir gösteri, etkinlik vb. üzerine de bir şeyler karalıyorum. Tek bir kişi bile olsa, yazdıklarımın birileri tarafından okunduğunu bilmek işin en keyif verici kısmı. Aslında, Junk Mail bir tepki olarak doğdu. Günümüzde o kadar çok film çekiliyor, dizi yapılıyor, kitap basılıyor, ilginç isimli dergiler çıkıyor bir de zaten internet aracılığıyla birçok bilgiye ulaşılabiliyor. Mesele, dünya bir göstergeler bütününden oluşuyorsa ve bu göstergelerin her birinin bir anlamı varsa, fakat artık birikim değil yığın haline gelen bilgilerden bahsediyorsak, o zaman pekala "hiçbir şey hakkında" olur her şey. " Kafayı doldurmak için önce herkesi bir kenara bırakıp kafayı boşaltmak lazım. Buyurun Nelin'in Junk Mail'e.


Haberin kaynağı: http://www.mia-posta.com/haftanin_blogu/

11 Mart 2012 Pazar

o zaman çocuktum...


Bir 8 Mart günü, yıl 1990...
o zaman çocuktum,
bir ana okul, Bulgaristan...
Oku oku "adam" ol dediler,
büyüdüm, okudum...

ama ben "adam" olmayacağım!...

8 Mart 2012 Perşembe

Bianet :: Sözlükte "Kadın"

Madem ki bugün 8 Mart Dünya Kadınlar Günü, o zaman dilimizin, kültürümüzün, geleneklerimiz yazılı kanıtı olan sözlükte bakalım "kadın" imgesi nasıl tanımlanıyor...

Sözlükte "Kadın"

Cinsiyetçilik sözlüklerde kendini hemen ele veriyor. Bakalım TDK'ya göre "kadın", "kız", "hatun", "bayan", "kadın olmak" ne demek?


Cinsiyet ayrımcılığı hayatın her alanında. Ne kadar "farkında" ve dikkatli olmaya çalışsak da, en koyu feminist bile konuşurken birden "ağğbiii" diyebiliyor.
Cinsiyetçiliğin bu denli içimize ve dilimize işlemiş olması üzerine düşünürken kısa bir tarama yapıldığında ortaya hem kızdıran hem güldüren bir tablo çıkıyor.
Yoruma gerek yok. Buyrun okuyun:

TDK Güncel Türkçe Sözlük'e göre

* Kadın
1. Erişkin dişi insan, hatun, hatun kişi, zen, erkek veya adam karşıtı:
2. Analık veya ev yönetimi bakımından gereken erdemleri olan.
3. Mecazi olarak hizmetçi bayan.
4. Eski dilde bayan.
* Kız
1. isim. Dişi çocuk
2. Üzerinde kadın resmi bulunan iskambil kâğıdı
3. ünlem. Dişi cinsten birine daha yaşlı biri tarafından kullanılan bir seslenme sözü
* Bayan
1. Kadınların ad veya soyadlarının önüne getirilen saygı sözü: Bayan İnci.
2. Kadın: Bir bayan geldi.
3. Eş, karı: "Süleyman Bolluk da bayanın sımsıkı koluna girmişti." -H. E. Adıvar.
4. ünlem. Kadınlara bir seslenme sözü: Bayan! Kimi aradınız?
* Hatun
1. Kadın: "Birdenbire uzun boylu, diri memeli bir hatun askerin önüne çıktı." -S. F. Abasıyanık.
2. Bayan, hanım: Emine hatun.
3. Eş, zevce: "Bizim hatun bir manifatura mağazasında tezgâhtardı." -N. Hikmet.
4. tarama. Yüksek makamdaki kadınlara ve hakan eşlerine verilen unvan: Bağdat hatun.

Deyimler

* Kadın olmak
1. Kızlığını yitirmek
2. Kadın kocasını, evini iyi yönetmek
* Kadının fendi, erkeği yendi
"Kadınlar kurnazlıkta erkeklerden üstündürler" anlamında kullanılan bir söz.
* Kadının yüzünün karası erkeğin elinin kınası
"Yolsuz ilişkiler kadınlar için hoş karşılanmadığı hâlde erkekler bu gibi ilişkilerden övünme payı çıkarırlar" anlamında kullanılan bir söz.
* Kız gibi
1. Kıza benzeyen
2. Utangaç
* Kızı gönlüne bırakırsan ya davulcuya kaçar (veya varır) ya zurnacıya
1. "Evlenme çağındaki kızı, büyükleri uyarmazlarsa uygun olmayan birisiyle evlenir" anlamında kullanılan bir söz
* Kızı kısrağı
1. Birinin ailesindeki kızlar ve kadınlar
* Karı kız milleti
1. isim. Kaba konuşmada. Toplumun dişi cinsten oluşan bölümünün tümü
* Kız kurusu
1. isim. alay yollu. Evlenmemiş yaşlı kız
* Naylon kız
1. isim. mecaz. Çağdaş, modern kız
2. Gerçekte olması gerektiği gibi davranmayan kız
* Kız memesi
1. halk dilinde, Greyfurt
2. Bir şeftali çeşidi

Haberin kaynağı: 
Bianet :: Sözlükte "Kadın" - Bianet

Ayrıca Bandista'nın kadınlar için hazırladığı şarkılar tavsiye olunur, "İsyan" ve "Olur/Olmaz" bu linkte:
Bianet :: Bandsista'dan Kadınlara Şarkılar - Bianet