29 Mayıs 2011 Pazar

Çağrışım Çağrışıma Dokundu, Bir şeyler uçtu gitti...

Oturdum. Düşündüm. Otururken düşünüyordum. Oturmuştum ve de düşünmüştüm. Otururken düşünüyordum demek ki.

Şu an neredeyim diye düşündüm ilk önce. Aslında ne haldeydim, düşündüm.

Tom Waits baba "Rains on Me" söylüyordu yanık yanık. Tesadüf müydü?

Etrafımdaki insanlar, yakındakiler, uzaktakiler, bir yerlerde olanlar bir dönüşüm içindeydi, iyi veya kötü dönüşüyorlardı, diye düşündüm. Ama yanlış bir hisse de kapılmış olabilirdim, pek tabii.

Sanki ben, hiç dönüşemeyen, yerinde sayan tek kişiydim.

Oysa, ben de diğer insanların etrafını kaplayan biriyken, belki ben de onların gözünde dönüşüme uğruyordum ara ara.

Bir boşluk oldu sonra.


Düşünme dedi. Düşünme.

Ben kızdım, ne demek efendim, düşünme!


Beklememeliydin, bu hikayenin sonu yoktu.

Kaypak zeminde yaşıyorduk. Kimseye güven, hiçbir şeye iman kalmamıştı.

Sen gidiverirdin, sayfayı kapatıverirdin, ben burada beklerdim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder