24 Nisan 2011 Pazar

"Cirque Du Soleil" Geldi, Geçti...

İnsanin içini açan canlılık,renklilik

Geçen sene Dünya Basketbol Şampiyonası'nın açılışı için Türkiye'de küçük çaplı bir gösteri düzenleyen Cirque du Soleil, Şubat'ın ikinci yarısında "Saltimbanco" adlı gösterisiyle tekrar İstanbul'a geldi.
Ne de iyi yaptı. İyi ki geldi...
Öyle bir ilgili vardı ki, grup Mart ayı için ek gösterimler düzenledi.
Ben de izleme fırsatı buldum, ve acaba neden İstanbul'da böyle bir gösteri yapılmıyor diye sordum kendime...
Kısaca bahsetmek gerekirse, Kanada'da 1984 yılında Guy Laliberté ve Daniel Gauthier tarafından kurulmuş olan Cirque du Soleil dünya çapında çağdaş sirk üzerine gösteriler yapan bir kolektif. Gösteri dünyasına ve sirk geleneğine farklı bir bakış açısı getirmeyi başarmış, kendinden söz ettirmiş bir topluluk. Özellikle klasik sirk anlayışına farklı bir boyut getirerek, hiçbir koşulda hayvanları gösterilerine dahil etmiyor ve özellikle buna karşı çıkıyorlar. Tamamen insan bedenin kullanıldığı gösterilerde görselliği, sanatsallığı, müziği ve aynı zamanda eğlenceyi birleştiren gösterileri dünya çapında kapalı gişe oynuyor.
Türkiye'ye gelen "Saltimbanco" topluluğun en eski gösterilerinden. Bu gösteriyi farklı kılan, sadece görsel şovlar değil, aynı zamanda bir hikayesinin de olması. Saltimbanco'nun  "saltare in banco" adlı İtalyanca deyimden yola çıkarak oluşturulmuş bir hikayesi var . Saltimbanco tıpkı gerçek metropollerde olduğu gibi insanların yaşadığı masalsı bir ülke; Saltimbanco halkının tıpkı gerçek hayatta olduğu gibi aileleri, arkadaşları, işleri, hobileri, fobileri var. Saltimbanco'nun yüksek binaları, dar sokakları, büyük caddeleri de var. Kötülük de var iyilik de. Saltimbanco ülkesini farklı kılan ise kişisel ve öznel dünya değil, bütün halkının kolektif bir biçimde var oluyor olması.  Böylece seyirden de hem alegorik hem de akrobatik şovlarla bu ülkenin içine girmiş oluyor.
Gösterinin müziklerini seslendiren LaBelle'in sesi muhteşem!
Seyirci olarak biz, çeşitliliklerden kurulmuş bu düşsel dünyaya dalıyoruz ve iki saat boyunca gerçek metropolün gürültüsünden, stresinden uzaklaşıyoruz. Fakat unutmamak gerekir ki, Cirque du Soleil hızla ilerleyen dünyayı eleştirirken seyredeni kendisiyle yüzleştiriyor, aynı zamanda da rengarenk dünyasına çabucak dahil ediyor. Bireysel olarak gösteriye kendimizi kaptırsak da, Cirque du Soleil'in ara şovlarında seyirciyi de Saltimbanco'ya dahil etmesiyle biz de bu "büyülü ülkede" bir iş başarmış oluyoruz.
Adeta yer çekimine meydan okuyorlar.
"Saltimbanco"nun ülkesinde hayata umutla bakabilmenin tek yolu çeşitlilik. Bunu kanıtlayan ise, topluluğun farklı karakterlerden ve renklerden oluşan eklektik yapısı.
Kostümlerde kullanılan bol renklilik, değişken ışıklar, canlı müzik performansı ve sürekli devinim içinde olan dekor oyuncuların muhteşem beden performansıyla birleşince ortaya inanılmaz bir seyir çıkıyor.
En son olarak, özellikle söylemen gerekir, gösteri boyunca canlı performans sergileyen la Belle karakterinin sesi dikkate değer...

Kısa bir görüş olması açısından bu tanıtım videosu izlenebilir:

Ayrıca Cirque du Soleil resmi web sitesi:
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder