28 Nisan 2011 Perşembe

Feministival Başlıyor! | Bant

Feministival Başlıyor! | Bant:
feministival
Feministival Başlıyor!

Geçtiğimiz yıl, 9-11 Nisan tarihlerinde düzenlenen “Bağyan Feministival”, bu sene 2-8 Mayıs tarihleri arasında “Feministival” adıyla yoluna devam ediyor. Bu seneki programına “buluntu film & deneysel sinema atolyesi”, “yosun graffiti & gerilla bahçecilik”, “feminist mizah”, “drag king”, “sesli oyuncaklar ve ses yaratım”, “otobiyografik yazın”, “haz oyuncaklari”, “ modifiye kostüm ve karakter oyunu”, “yaratıcı eylem”, “elektronik beceriler”, “feminist imla” ve “hareket atölyesi” konulu atölyeler ekleyen Feministival hakkında daha fazla bilgiye ulaşmak için http://bagyanfest.blogspot.com/ adresine göz atabilirsiniz.

"

Şok eden 'sansür' listesi! - İnternet- ntvmsnbc.com

Şok eden 'sansür' listesi!

Bugün Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı tarafından hosting firmalarına gönderilen 'yasaklı sözcükler' listesi oldukça kafa karıştırıcı.

ntvmsnbc
Güncelleme: 17:57 TSİ 27 Nisan. 2011 Çarşamba

İnternette özgürlük bakımından sicili gittikçe kötüleşen Türkiye görenleri şaşkınlığa uğratan yeni bir ‘yasaklı sözcükler’ listesiyle karşılaştı.

Bugün servis sağlayıcılara ve hosting firmalarına Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’ndan gönderilen ve gönderici hanesinde yersaglayici@tib.gov.tr adresinin yer aldığı tebligatta, günlük yaşamda kullanımından vazgeçilemez pek çok ‘sıradan’ sözcüğü deiçeren yasak listesi bulunuyor.

Bildirime göre, bu sözcükleri içeren alan adı tahsis edilemeyecek, kullanılamayacak, mevcut olanlara erişim de kapatılacak.



Mektupla birlikte gelen listedeki sözcükler arasında şaşkınlık verici derecede ‘sıradan’ sözcükler bulunuyor. Bunlardan en çarpıcıları şöyle:

31, Adrianne, Animal, Hayvan, Baldiz, Beat, Buyutucu, Ciplak, Citir, Escort, Etek, Fire, Girl (İngilizce'de 'kız' demek, Ateşli, Frikik, Free, Gey, Gay, Gizli, Got (ingilizce ‘get’ fiilinin geçmiş zaman ya da geçişli hali), Hatun, Haydar, Hikaye, Homemade (ev yapımı demek), Hot (İngilizce’de ‘sıcak’ anlamında geliyor), İtiraf, Liseli, Nefes, Nubile (?), Partner, Pic (İngilizce'de 'picture'ın (resim, fotoğraf) kısaltması), Sarisin, Sicak, Sisman, Teen (İngilizce'de 13-19 yaş grubunda genç), Yasak, Yerli, Yetiskin, Xn, XX...

Sansür listesinin etkisi, bazı 'müstehcen' sözcüklerin içinde geçtiği diğer sözcükleri de kapsadığından, erişim engelinin kapsamı inanılmaz boyutlara çıkacak. Örneğin içinde iki ya da üç kelimelik 'müstehcen' sözcüklerle çakışan harfleri içeren sözcükler de yasaktan nasibini alacak.

Tknlj.com'da sıralanan bazı 'talihsiz' sitelerden örnekler: Degisikmezeler.com, herkesokusundiye.com, sokmarket.com, bayramcikolotasi.com, bilgisayarakademisi.com, sanaldestekunitesi.com, forzabesiktas.com, tiklayarak.com, donanimalani.org, bakireklam.com, citirkurabiyem.com, kredikartiborcunubitir.com, burcunubil.com, globaldizayn.org, casperminishop.net, anlayarakokuma.com...

Hosting hizmeti veren Ontek firmasının sahibi Murat Deligöz, bu sansürlü sözcüklerle sınadıkları sitelerden en az 90 binin bu yeni yönetmelikle 'hemen' yasaklanabileceğini söyledi.

Yönetmeliğin iletildiği TİB mektubu şöyle:

“Sayın YETKİLİ,

Bilindiği üzere, 04/05/2007 tarih ve 5651 sayılı "İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun"a dayanılarak çıkarılan “Telekomünikasyon Kurumu Tarafından Erişim Sağlayıcılara ve Yer Sağlayıcılara Faaliyet Belgesi Verilmesine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik”, 24 Ekim 2007 tarihli ve 26680 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

İnternete açık hizmet ve içerikleri barındıran sistemleri sağlayan/işleten gerçek veya tüzel kişiler yer sağlayıcıdır. Yer Sağlayıcılığı hizmetini ticari olarak yapmasa bile web sitelerini kendi sunucularında barındıran gerçek veya tüzel kişilerin Yönetmelik gereğince Yer Sağlayıcılığı Faaliyet Belgesi almaları gerekmektedir.İlgili Kanunun 8 inci maddesinin birinci fıkrasında; “26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda yer alan; İntihara yönlendirme (madde 84), Çocukların cinsel istismarı (madde 103, birinci fıkra), Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını kolaylaştırma (madde 190), Sağlık için tehlikeli madde temini (madde 194), Müstehcenlik (madde 226), Fuhuş (madde 227), Kumar oynanması için yer ve imkân sağlama (madde 228) suçları ile 5816 sayılı Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanunda yer alan suçlar,” erişimin engellenmesi konusu olabilecek suçlar olarak katalog halinde sayılmıştır. İlgili Yönetmeliğin 4 üncü maddesinin birinci fıkrasında ise;

Yayınlar; a) İnsan onuruna, temel hak ve hürriyetlere saygılı olmalıdır. b) Gençlerin ve çocukların fiziksel, zihinsel ve ahlakî gelişimini zedeleyecek türden içeriklere yer vermemelidir. c) Ailenin huzur ve refahını sağlayan hususlara zarar verecek nitelikte olmamalıdır. ç) Kişileri, uyuşturucu madde bağımlılığı, fuhuş, müstehcenlik ve kumar gibi kötü alışkanlıklara teşvik edici olmamalıdır.

Şeklindedir.

Buna göre barındırdığınız alan adlarında İlgili kanun ve yönetmeliğe aykırı içeriklerin bulunmaması gerekmektedir. Aşağıda İlgili kanun ve yönetmeliğe aykırı içerik bağlamında değerlendirilebilecek kelime gurupları verilmiştir. Bu kelime guruplarını barındıran içeriklerin çıkarılması ile ilgili alan adlarının hizmetine son verilmesi ve son durumun mail ile tarafımıza iletilmesi gerekmektedir. Bu yükümlülüklerin yerine getirilmemesi durumunda ilgili CEZAİ müeyyideler ile karşı karşıya kalınabileceği unutulmamalıdır.

Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı”


Şok eden 'sansür' listesi! - İnternet- ntvmsnbc.com

27 Nisan 2011 Çarşamba

Bianet :: "Sessiz Kalmak Baskının Sıradanlaşmasına Hizmet Eder" - Bianet


"Sessiz Kalmak Baskının Sıradanlaşmasına Hizmet Eder"

Son klibinde taslak kitabı yakılan bir yazarı konu edinen Redd: Toplumsal kutuplaşma giderek tırmanıyor, her türlü muhalefete karşı yoğun bir baskı var. Bu ortamda sessiz kalmak, bu durumun kanıksanmasına ve sıradanlaşmasına katkı sağlamak olur.

İstanbul - BİA Haber Merkezi
27 Nisan 2011, Çarşamba

Klibi izlemek isterseniz tıklayın.

Müzik grubu Redd, son klibinde, radikal bir seçim yaparak polis şiddetini ve Türkiye'deki son siyasi gelişmeleri konu etti.

Grubun "21" isimli albümünün dördüncü klibi "Masal" şarkısına çekildi. Klipte genç bir yazarın evi basılıyor, şiddete maruz kalan yazarın taslak halineki kitabı yakılıyor. Polis şiddetine de uğrayan genç yazar, sonunda kalkıp direnmeye karar veriyor...

Klip, Ergenekon soruşturmasından tutuklanan ve basılmamış olan kitabına yasak getirilen Ahmet Şık'a destek olarak yorumlandı. Konuyla ilgili bir açıklama yayınlayan Redd, şunları söyledi:

Türkiye olağanüstü bir dönemden geçiyor. Toplumsal kutuplaşmanın giderek tırmandığı bu süreçte her türlü muhalefete karşı yoğun bir baskıya tanıklık ediyoruz.

Farklı ya da karşıt görüşlerin orantısız güç kullanarak bastırılması toplumsal vicdanı yaralıyor.

"Yeniden karanlık bir hikaye"

Yüzleşmemiz ve temizlememiz gereken geçmişimize ait "gazetecilerin öldürülmesi, yazarların tutuklanması, kitapların yasaklanması" motiflerini içeren karanlık bir "hikaye" yeniden hayatımızın parçası kılınmaya çalışılıyor.

Bu ortamda sessiz kalmanın bu durumun gitgide kanıksanmasına ve sıradanlaşmasına katkı sağlamak anlamına geldiğini düşünüyoruz.

Basılmamış kitapların toplatıldığı, yazarlarının hapse altıldığı, bütün bunlara tepki gösteren, konuşan, yazan, yürüyen, muhalif olanların ise yaftalandığı, insanların giderek korku-paranoya-sessizlik üçgenine hapsedildiği bu dönemde bu videoyu çekmedeki amacımız; düşüncenin ve özgürlüklerin hangi kesime ait olurlarsa olsunlar serbestçe, baskılanmadan ifade edilebilmelerine yönelik istek ve inancımızdır. (AS)

Bianet :: "Sessiz Kalmak Baskının Sıradanlaşmasına Hizmet Eder" - Bianet

26 Nisan 2011 Salı

Redd - Masal (Klip) [HQ]


"zor, inan çok zor, bu küçük ellerle dünyaya tutunmak çok zor"...
Redd, nasıl bir varlıksın ki sen?!
Türkiye'nin en iyi rock grubu falan filan demiyorum, özellikle dememeyi tercih ediyorum.
Redd bambaşka, iki çizgi arasında bir yerde, ama o çizgiler nasıl tarif edilir, bilmiyorum.
Redd...tarif etmek istemiyorum işte.

ve "Masal".... şu anki hissiyatım budur.
Masal bu ya, yazarın basılmamış kitabına el koymuşlar. Yargılanmış. Ama sonra kurtulmuş...Ve masal da orada bitmiş...
Ama unutmamak gerekirmiş, masallar göründüğü kadar masum değilmiş.

Eskiden Topkapı'da bit pazarı kurulurdu!

Nelin Garage Sale'de
Nerede o eski.... ile başlayan cümlelere çok başvurur olduk. Benim son zamanlarda hayıflandığım bir yığın şeyden biri de bit pazarı mesela. Neden mi? - Neden olmasın? Kullanmadığımız eşyaları, kitapları, kıyafetleri, ıvırı zıvırı, neden çöpe atalım, neden ihtiyacı olanlar faydalanmasın? Tabi akla gelen tavsiye birilerine vermek, bir kuruma bağışlamak... pek tabi mümkün, fakat bir çok konuda olduğu gibi ülkemizde böyle her yardım kuruluşuna güvenemiyoruz, bağışladığımız eşyaların çoğu depolarda çürüyor. Ayrıca milletçe, her ne kadar ihtiyacımız olsa da başkasının kullandığı şeyleri giymeyi, kullanmayı sevmeyiz, hep üstten bakarız. Halbuki paylaşmak ne güzel! Eskiden Topkapı'da bit pazarı vardı, her pazar giderdik. Yeni yapılandırma adı altında bir çok güzel şey gibi bit pazarımız da yok artık. Istanbul'da bir yerlerde varsa da benim haberim yok. Sahaf geleneği de kalmadı, mesela Beyazıt'taki Sahaflar artık iyice YGS, KPSS falan filan kitapları satılan bir yer haline geldi. Ne de güzeldi halbuki, her sene okullar açılmadan gidilir, eski kitaplar satılırdı. Üstelik bir nebze "alın verin ekonomiye can verin", ki kendi harçlığını kazanmak çok güzel bir duyguydu.

İkinci el eşya, kıyafet, kitap vs. benim için değerli. Başka anlamlar yüklüdür aldığınız ikinci el kitapta....Eğer biri bana artık sevmediği bir şeyini vermek istiyorsa benim de ihtiyacım varsa, seve seve kabul ederim. Veya çok bir zamanlar emek harcayarak edindiğim eşyalarımı birileriyle paylaşmayı tercih ederim, çöpe atmak yerine. Eğer bu alışverişin maddi getirisi varsa ne ala...

Yerevan, Ermenistan
Bildiğim kadarıyla, Amerika'nın bir çok şehrinde insanlar evlerindeki eşyaları satılığa çıkartıyorlar belli zamanlarda. Avrupa'nın bir çok şehrinde de öyle.
Mesela Berlin'de her pazar Mauer Park'ta bit pazarı kuruluyor, o kadar büyük ki, o kadar çok şey var ki, üstelik geniş alanda karaoke etkinliği düzenliyorlar. Bira-patates tüketiminden bahsetmiyorum bile, ve tabi ki Türk tezgahlarla karşılaşmamak mümkün değil.. Yerevan'da da yine pazar günleri kurulan devasa bir bit pazarına rastlamıştım. Eski Sovyet kültürüne ait bir çok eşya, çanak çömlek bulmak mümkün. Benim gözüm harika akordeonlarda kalmıştı mesela. Ama pazarlık yapmak imkansız.

  
Mauer Park, Berlin
Istanbul'da Kadıköy'deki ve Çukurcuma'daki dükkanlar var mesela ama, öyle olmuyor işte.
Toplayacaksın evde ne varsa, çıkacaksın sokağa açacaksın tezgahını...

Son zamanlarda, benim bildiğim geçen senenin güz aylarından itibaren Eski Cambaz'da (İstiklal cad. Kurabiye Sk. no:12 Taksim) her ayın ilk pazar günü Garage Sale düzenleniyor. Uzun zamandır bana duyuruları geliyordu, ve nihayet Nisan ayında ben de tezgahımı açtım. Keşke her pazar olsa, daha büyük alanda olsa, daha çok insana ulaşsa, büyük bir etkinliğe dönüşse. Ama Garage Sale'i hazırlayanlara teşekkür ediyorum. Hem sevdiğim şeyleri insanlarla paylaşıyorum, hem de eğleniyorum. Hımm biraz da para kazanıyorum tabi..


Önümüzdeki günlerde Mayıs ayının duyurusu yapılır diye düşünüyorum. Ben yine orada olmayı planlıyorum. 
Katılmak isteyen herkes ayrıntılarla ilgili Facebook Cambaz Garage Sale grubundan haberdar olabilirler.  
Bendeniz, Garage Sale'de
                                                                         


          
                                                           


William S. Burroughs için soruşturma! - Edebiyat Haberleri- ntvmsnbc.com

Bu da oldu demekten sıkıldık, onlar utanılacak haysiyetsiz işler yapmaktan sıkılmadılar. Yıldırma, sindirme politikası böyle bir şey herhalde.


William S. Burroughs için soruşturma! - Edebiyat Haberleri- ntvmsnbc.com

25 Nisan 2011 Pazartesi

Pek yakında, çok sonra.

Pek yakında kendimle ilgili
çarpıcı, tarihsel verilere dayanan
otobiyografik
bir yazı yazmayı planlıyor
ve
hatta
şiddetle arzuluyorum.
Şok Şok Şok.
Olay Olay Olay.


demek isterdim ama, tabi ki yalan olur.

24 Nisan 2011 Pazar

"Cirque Du Soleil" Geldi, Geçti...

İnsanin içini açan canlılık,renklilik

Geçen sene Dünya Basketbol Şampiyonası'nın açılışı için Türkiye'de küçük çaplı bir gösteri düzenleyen Cirque du Soleil, Şubat'ın ikinci yarısında "Saltimbanco" adlı gösterisiyle tekrar İstanbul'a geldi.
Ne de iyi yaptı. İyi ki geldi...
Öyle bir ilgili vardı ki, grup Mart ayı için ek gösterimler düzenledi.
Ben de izleme fırsatı buldum, ve acaba neden İstanbul'da böyle bir gösteri yapılmıyor diye sordum kendime...
Kısaca bahsetmek gerekirse, Kanada'da 1984 yılında Guy Laliberté ve Daniel Gauthier tarafından kurulmuş olan Cirque du Soleil dünya çapında çağdaş sirk üzerine gösteriler yapan bir kolektif. Gösteri dünyasına ve sirk geleneğine farklı bir bakış açısı getirmeyi başarmış, kendinden söz ettirmiş bir topluluk. Özellikle klasik sirk anlayışına farklı bir boyut getirerek, hiçbir koşulda hayvanları gösterilerine dahil etmiyor ve özellikle buna karşı çıkıyorlar. Tamamen insan bedenin kullanıldığı gösterilerde görselliği, sanatsallığı, müziği ve aynı zamanda eğlenceyi birleştiren gösterileri dünya çapında kapalı gişe oynuyor.
Türkiye'ye gelen "Saltimbanco" topluluğun en eski gösterilerinden. Bu gösteriyi farklı kılan, sadece görsel şovlar değil, aynı zamanda bir hikayesinin de olması. Saltimbanco'nun  "saltare in banco" adlı İtalyanca deyimden yola çıkarak oluşturulmuş bir hikayesi var . Saltimbanco tıpkı gerçek metropollerde olduğu gibi insanların yaşadığı masalsı bir ülke; Saltimbanco halkının tıpkı gerçek hayatta olduğu gibi aileleri, arkadaşları, işleri, hobileri, fobileri var. Saltimbanco'nun yüksek binaları, dar sokakları, büyük caddeleri de var. Kötülük de var iyilik de. Saltimbanco ülkesini farklı kılan ise kişisel ve öznel dünya değil, bütün halkının kolektif bir biçimde var oluyor olması.  Böylece seyirden de hem alegorik hem de akrobatik şovlarla bu ülkenin içine girmiş oluyor.
Gösterinin müziklerini seslendiren LaBelle'in sesi muhteşem!
Seyirci olarak biz, çeşitliliklerden kurulmuş bu düşsel dünyaya dalıyoruz ve iki saat boyunca gerçek metropolün gürültüsünden, stresinden uzaklaşıyoruz. Fakat unutmamak gerekir ki, Cirque du Soleil hızla ilerleyen dünyayı eleştirirken seyredeni kendisiyle yüzleştiriyor, aynı zamanda da rengarenk dünyasına çabucak dahil ediyor. Bireysel olarak gösteriye kendimizi kaptırsak da, Cirque du Soleil'in ara şovlarında seyirciyi de Saltimbanco'ya dahil etmesiyle biz de bu "büyülü ülkede" bir iş başarmış oluyoruz.
Adeta yer çekimine meydan okuyorlar.
"Saltimbanco"nun ülkesinde hayata umutla bakabilmenin tek yolu çeşitlilik. Bunu kanıtlayan ise, topluluğun farklı karakterlerden ve renklerden oluşan eklektik yapısı.
Kostümlerde kullanılan bol renklilik, değişken ışıklar, canlı müzik performansı ve sürekli devinim içinde olan dekor oyuncuların muhteşem beden performansıyla birleşince ortaya inanılmaz bir seyir çıkıyor.
En son olarak, özellikle söylemen gerekir, gösteri boyunca canlı performans sergileyen la Belle karakterinin sesi dikkate değer...

Kısa bir görüş olması açısından bu tanıtım videosu izlenebilir:

Ayrıca Cirque du Soleil resmi web sitesi:
 

Blogger candır!



Şu an tanık olduğumuz olaylar gelecekte yasaklar ülkesi olarak anılmamıza sebep olacak. Youtube, Vimeo, Blogger'in yasak olduğu bir dönem geldi geçti. Nedim Şener, Ahmet Şık "yargılanıyor", basılmayan kitap bile yasak, ve daha niceleri yargının "emin elleri" altında. Yargı kimin "altında".Basın özgürlüğü sıfırlanmış, medya satılmış. Yaşama özgürlüğümüzün bile elimizden alındığı, içki içme yasağı +24 olduğu, ama silah satın alma yaşı 18e düşürüldüğü, ideolojilerin renklerle kılık kıyafetle simgeleştiği bir tarih bırakacağız biz, şu anda yaşamakta olanlar...IETT otobüsünde her hangi bir cinsel temasın tukaka edildiği, tam da cinselliğimiz yaşamaya başladık derken tekrar bastırmak zorunda olduğumuz günler yaşıyoruz. KPSS skandalı derken, OYS şifreleme sistemi ortaya çıktı. Sağlık, ekonomi, devlet sistemi çökmüş durumda, güven ortamı kayganlaştı. Irk, din, dil ayrımının daniskasını yaşıyoruz. Japanya'daki nükleer felakete tanık oluyoruz. Tunus, Mısır, Libya, Suriye ve diğer üçüncü dünya ülkeleri isyanda. Ama ne isyan! Yine "birilerinin" buyruğu altında gerçekleşmiş politikalar bunlar. 







Evet sayın Blogger, senin yasak döneminde, işte bunları yaşadık ve yaşamaya devam ediyoruz! İtiraf edeyim, başka mihraklardan yazmaya çalıştım, ama eğer hafifletici olacaksa, oralarda yapamadım be Blogger!